top of page

HIRSIZLIK SUÇU (TCK m. 141-142)


Hırsızlık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141. Maddesinde düzenlenmiş bir suç tipidir.  Hırsızlık suçu, başkasının zilyetliğinde bulunan yani başkasının elinde veya kullanımında bulunan bir malın o kişinin rızası hilafına başka bir kişi tarafından kendisinin veya bir başkasının yararına yer değiştirmesidir.

TCK m. 141 “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü vechedilmiştir.

Hırsızlık suçunun konusunu sadece taşınır mallar oluşturmaktadır.  Suçun oluşabilmesi için taşınır malın başkasına ait olması gerekmektedir.  Ancak suça konu olan malın zilyetliğinde asli olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Malın mülkiyeti kendisine ait olmayıp ancak malı elinde bulunduran kişiden rızası dışında malın alınması halinde de hırsızlık suçu oluşacaktır.

Hırsızlık suçu işlenirken birden fazla suç birlikte işlenebilmektedir. Hırsızlık suçunda fikri içtima uygulanmamaktadır. Örneğin hırsızlık suçunu işlemek amacıyla bir eve giren kişi hem hırsızlık suçundan hem de konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ayrı ayrı cezalandırılacaktır.


HIRSIZLIK SUÇUNDA ŞİKAYET VE UZLAŞTIRMA

Hırsızlık suçu şikayete tabi suçlardan değildir.  Bu sebeple adli makamlar re’sen soruşturma yapmakta ve kamu davası açmaktadır. Hırsızlık suçunun basit hali uzlaştırmaya tabidir ancak nitelikli halinde uzlaştırma prosedürü uygulanmamaktadır.

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

TCK m. 142 “Hırsızlık suçunun;

a)      Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,

b)      Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,

c)      Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,

d)      Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur

2) Hırsızlık suçunun;

a)  Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,

b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,

c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,

d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,

e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,

f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,

g) Büyük veya küçük baş hayvan hakkında,

h) ) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

4) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.

5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.” şeklinde suçun nitelikli hali düzenlenmiştir.

 

Hırsızlık suçunun nitelikli halleri verilecek ceza miktarını etkilemektedir. Ayrıca TCK m. 143 “Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” hükmü uyarınca da suçun gece vakti işlenmesi de cezayı arttıran sebeplerdendir.

 

HIRSIZLIK SUÇUNDA CEZAYI AZALTAN NEDENLER

Hırsızlık suçunun nitelikli halleri ve gece vakti işlenmesi cezayı arttırmakta ise de hukuki bir alacağın tahsili ve paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde hırsızlık suçunun işlenmesi halinde daha az ceza verilmektedir. Ayrıca bu durum şikayete tabi bir suçtur.

TCK m. 144 “Hırsızlık suçunun;

a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,

b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmştir

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin düşük olması durumunda cezasında indirim yapılması gerekmekte olup bazı durumlarda cezada verilmemektedir.

TCK m.145 “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturulan malın kullanmak amacıyla alınması ve daha sonra geri verilmesi de cezada indirim sebebi olarak belirlenmiştir.

TCK m. 146 “Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmayacaktır.” hükmü düzenlenmiştir 

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturulan malın zorunlu bir durum sebebiyle kullanılması halinde de indirim uygulanmaktadır.

TCK m.147 “Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir” hükmü düzenlenmiştir

 

Hırsızlık suçunda sanık, mağdurun zararını giderir ise etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacaktır. Zararın, kovuşturma başlamadan önce giderilmesi halinde sanığın cezası 2/3 oranında indirilebilmektedir. Kovuşturma başladıktan sonra ancak karar verilmeden önce ve zararın giderilmesi halinde sanığın cezası ½ oranında indirilebilecektir. Zararın bir kısmının giderilmesi durumunda ise mağdurun rızasının alınması halinde ceza indirimi uygulanabilecektir.

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/203 E., 2014/308 K., 03.06.2014 T. Kararında

“ Sanığın, 2001 model olup suç tarihinde ekonomik değeri yüksek olan bir aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği arkadaşı "G.M." lakaplı M. isimli kişiden emanet aldığını söylemesi, aşamalarda aracı emanet aldığı bu kişinin ismini kısmen değiştirerek ifade etmesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı emanet aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi olarak kabulü ile davanın zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle düşmesine hükmolunması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/4984 E., 2021/1044 K., 27.01.2021 T. Kararında

“Temyiz davasına konu somut olayda iddianamenin kabul edildiği gün olan 09.04.2015 tarihinde zararın da giderilmiş olması dolayısıyla, hırsızlık suçlarında cezaî sorumluluğu azaltan şahsi hâl olan etkin pişmanlığın soruşturma evresinde mi, yoksa kovuşturma evresinde mi gerçekleştiğinin tespiti ve kabulü sorunu ile yukarıda zikredilen içtihatlara konu olaylar benzeşmekte ise de; özel hukuk alanında geçerli olan kural ve ilkeler ile kanunların zaman bakımından uygulanmasında geçerli olan ilkelerden hareketle bu somut sorunu çözemeyiz.

Dairemize göre sorun, tam bir muhakeme ve ispat sorunudur. Ceza muhakemesine egemen olan ilkelerden birisi de, "Şüpheden sanığın yararlanması"dır. Zararın giderilmesi keyfiyeti, iddianamenin kabul edildiği 09.04.2015 tarihinde gerçekleşmiş olmakla  etkin pişmanlığın birkaç dakikayla da olsa iddianamenin kabulünden önce vuku bulması ihtimal dahilindedir. Bu itibarla, şüpheden sanığın yararlanması ilkesi uyarınca, etkin pişmanlığın soruşturma evresinde gerçekleştiğini kabul etmek gerekir.”

 

Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/18635 E., 2015/5326 K., 24.03.2015 T. Kararında

“Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.

TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.

 Somut olayda ise; olay yeri olan semt pazarında tezgahları bulunan müştekilerden ...'ın tezgahından 6 TL değerindeki 2 kğ ağırlığındaki odun kömürünü, müşteki ...'nın tezgahından toplam değeri 8 TL olan 2 adet süpürge ile 1 adet temizlik bezini, müşteki ...'ın tezgahından toplam değeri 6 TL olan 6 adet çorabı, müşteki ...'in tezgahından 3 TL değerindeki 1 kğ yufkayı, müşteki ...'nin tezgahından 20 TL değerindeki kazağı, müşteki ...'in tezgahından toplam değeri 7 TL olan 1 adet tuzluk takımı ile 1 adet tuvalet fırçasını, müşteki ...'in tezgahından 1 TL değerindeki mendili, müşteki ...'ın tezgahından 5 TL değerindeki 1 kalıp peyniri, müşteki ...'nın tezgahından toplam değeri 1,5 TL olan 2 adet kaya tuzunu çalmaya teşebbüs eden sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, her bir müştekiye karşı ayrı ayrı hırsızlık konusunu oluşturan malların değerlerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

33 görüntüleme

Comments


bottom of page